| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | meet up v. | buluşmak | ||
|
The gang met up at the city dump. Çete şehir çöplüğünde buluştu. More Sentences |
||||
| General | meet up v. | bir araya gelmek | ||
| General | meet up v. | toplanmak | ||
| Phrasals | ||||
| Phrasals | meet up v. | burun buruna gelmek | ||
| Phrasals | meet up v. | rastlaşmak | ||
| Phrasals | meet up v. | tesadüfen karşılaşmak | ||
| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Phrasals | meet up with v. | rastlamak | ||
|
I met up with a couple of good old friends. Birkaç iyi eski arkadaşa rastladım. More Sentences |
||||
| Phrasals | meet up with (one) v. | (biriyle) buluşmak | ||
|
All I do is meet up with some kid at a skate park. Yaptığım tek şey kaykay parkında bir çocukla buluşmak. More Sentences |
||||
| Phrasals | meet up with (one) v. | (biriyle) görüşmek | ||
|
All I do is meet up with some kid at a skate park. Tek yaptığım paten pistinde bir çocukla görüşmek. More Sentences |
||||
| Phrasals | meet up with someone v. | birine rastlamak | ||
| Phrasals | meet up with someone v. | biriyle karşılaşmak | ||
| Phrasals | meet up with v. | tesadüfen karşılaşmak | ||
| Phrasals | meet up with (one) v. | (birine) rastlamak | ||
| Speaking | ||||
| Speaking | let's meet up sometime expr. | bir ara görüşelim | ||
| Speaking | we'll meet up later expr. | sonra buluşuruz | ||
